4 Mart 2013 Pazartesi

Geç saatlerde...

Birbirine yabancı, birbirine yabani iki kişi bir suyun kenarında
Gecenin renklerine dalmışlar, sukut-u hayal içindelermiş...

Yarınsız olan yabancı yabani gecenin renklerine aldanmış, 
Bu aldanış onu güçlü kılmış
Göğsünü şişirmiş 

Gecenin renklerine aldanmayıp aydınlanan yabancı yabani 
Kendi içine kaçmış 

Sükut hayal eylemiş
Hayal sükut eylemiş

......derinlerden gelen bir sessizlik......

Aldanmayıp aydınlanan huzur demiş

Aldanıp yarınsızlaşan elinin tersine kendini koymuş...

Bunun çözümlemesi üç kişiye düşmüş; ben - sen ve o

3. tekil



2 Mart 2013 Cumartesi

Nelerden vazgeçmedik ki bu hayatta, nelerden vazgeçirilmedik...

Perde iner ve oyun biter

İnen sadece perde değildir, bir de maskelerimiz var zaman zaman indirdiğimiz...Bir de kendiliğinden düşüverenler, sıkı bağlanmamış olsa gerek yada ömrünü doldurmuş olmalı ki yapıştığı yerden iniverir. Tıpkı biz kadınların yüzümüzdeki çizgileri yok etmek için kullandığımız maskeler gibi.

Bu hayatta hiç bir şeyi başaramamış olmanın verdiği ezikliği, karşısından çıkarmaya çalışanlarla dolu etraflarımız. Kendi değerimizi unutuyor oluyoruz kimi zaman böyleleri yüzünden. Bir yerlerde okumuştum "dişi erkek" diye tanımlıyordu. Başarılı kadınlarla birlikte olmak ister ancak asla onların başarılarına katlanamaz, yok etmeye çalışır, diyordu. Bu çaba kadına bir şey yapmaz, sadece o ilişkiyi yok eder. Kadın kendini sıyırıp çıkarsa şayet...

Her zaman sıyrılamayabiliyoruz böylesi yaşantılardan. Gerçeği bir kere gördün mü geri dönüşü olmayan bir yol başlıyor düşünenler için. Hayatı yüreğinden ve aklından süzerek algılayabilenler için.

Sıyrılmayı başarmışlara :)