2 Ocak 2012 Pazartesi

Güzel bir karşılaşma...
Bugün bir arkadaşla Filler ve Çimenler filmini konuşuyoruz, az önce filmin künyesini inceliyordum, wikipedia Derviş Zaim'in diğer filmleriyle ilgili de bilgi veriyor. 2010 yapımı, Gölgeler ve Suretler'i görüyorum, son filmi...Hiç adetim olmamasına rağmen kanalları sırasıyla değiştirmeye başlıyorum (gerçek bir zapping), TRT1'e geldiğimde, bitmiş bir filmin jeneriği akıyor, bilgi kısmında Gölgeler ve Suretler yazıyor...Artık kaçırdığımıza üzüleceğimiz zamanlarda yaşamıyoruz. Film kaçmış olmasına rağmen bu karşıalşma beni sevindiriyor. Aylak aylak gezerken gelip beni yeniden bulan bu güzel şeye seviniyorum. Hayatımın tesadüfleri hep böyle olmak durumunda olmalı, bu benim günahım veya sevabım; cennetim veya cehennemim. Her ne ise, yolda yıllardır görmediğim birine rastlamam; aylak dolaşan, havada uçuşan, insan olmayan herşey gelip bulur...Ben de sevinirim... 

1 Ocak 2012 Pazar

Orhan Pamuk, Yeni Hayat kitabını okumuştum yıllar öncesinde, sanırım üniversitenin ilk yıllarıydı ve neredeyse Orhan Pamuk okumak modaydı. Ben de o modaya ayak uydurmuştum. Zorlu geçen bir okumanın sonucundan bugün o kitaptan aklımda kalan satırlar canlanıveriyor aklımda.
"Bendim ey sevgili, ...." diye başlıyordu. "Kendi evinin ışığı yanan penceresine, karanlık sokaktan bir yabancı gibi bakan, bendim" diyor ve daha nicesiyle devam ediyordu. Bir iç hesaplaşmayı dillendiriyordu, bu kelimeler üzerinden.

Hala aklımda kalan bu kısmıyla; geçtiğim karanlık sokaktan, aydınlıkta bir tanışı görüp nasıl bir yabancıya bakar gibi bakarak geçip gittiğimi yaşıyorum kendimce. Kendi evinin ışıkları yanan penceresi gibi, karanlıktan çıkamasam da, fiziksel olarak çıktığım aydınlık yolda kitaptan o cümleler aklıma gelerek sorguluyorum durumu.

"Bu akşamki gibi karşına çıkmam ve bir yabancı gibi bakakaldığın kendi evinin penceresi" alegorileri üzerinden yeni karanlıklar başlıyor.